Dil Seçimi

Boran Ali Destanı

Hasan EJDERHA      

                                                              Bengisu’ya ve Şehit Dayısına...     

                                                   “Boran Ali: Kadirli ve Osmaniye’nin
                                   ova köylerinde; boncuk, nakış ipliği,kap-kaçak
                                    elbiselik kumaş, hazır elbiseden ayakkabıya
                                           kadar satan her şey çerçisi...”



Sevinçtir gelişi, yollarda akar
Mavi minübüsün arkasından
tozlar kalkar,
koşar çocuklar
-Boran Ali... Boran Ali...
ihtiyarlar bir tebessümle, arkasından bakar
en güzel elbiseyi ayırmıştır
en güzel kıza
alış-verişte para yoktur
herkes bilir bunu
ödeme
ya çapa sonu ya da yaza.

Yol misali yola revan Boran Ali
ilçelerde mahalleli,
ovada köylü,
kakülü
henüz bırakmış kızlar
yazları,
ya çapa, ya da pamuk sonu
ödemeye almıştır.
kırmızı, sarı, mavi buluzları.

I

Kurulur bazen
Ovanın en gür ağacının gölgesine
Koca bir karpuz, ekmek, peynir
Ziyafetin en güzelini çeker kendisine
Usulca uzanıp da yere
Uyku için gerinir
Aşkları oturur yüreğine
Uyku neyine.

Çok aşklar yaşadı Boran Ali
Kendisine bile itirafı yasak
Yoklasak yüreğini
Çırpınan bir güvencedir uçtu uçacak
Saklayınca tatlıdır sevda, duyulunca acı
Hep bir sancı
Kavrar da bırakmaz kalbini
Sevdi de hiç kimselere demdi Boran Ali
Hem sürekli aşka açık yüreği
Hem de kapalı aşka bütün hücreleri
Türküler düzüp, türküler söyledi sevdası üstüne
Aşkla yürüdü bir günden ötekine

Bir vayyy oturdu yüreğine,
Canyurdu göçtü
Vayvaylı kavşağında Şehit Turan ile
“Bir yiğit Turan gelip geçti burdan”
Başlığını koyardı
Ah yazabilse, bir yazabilse
Şimdi ne zaman
Vayvaylı’ya yolu düşse
Acılar otururda, fatihalar devşirir yüreği

Ey Boran Ali
Saklama dağıt sevdanı ovaya
Yaya kalanları taşısan
Daha fazla kazanırsın ya
Sevda olmuş sana
Dantel, nakış ipi satmak…

Çakmak çakmak gözlerin
Buğulanır, yağmur olmasa
Devasa ova için korkarsın
Bereket senin bereketin
Hasat gelmese bir yıl
Ovanın ağaları yerine
Sen batarsın.

Sarışın bir ovalı kızın,
Narin bir ceylanın sekişi,
Serap olur sarı başaklarda
Yayılır Boran Ali yola
Sağında ve solunda
Ceylanların sekişi
Ovalı kızların
Başak sarısı bakışı
Kuşatır ruhunu ve can evini.

(1.feryat)
Zaman senin şimdi aşk senin
Mürşidi sensin sevemeyenlerin

II.

Boran Ali çok aşklar yiğidi
Hani nerde ovanın ağaları
Dağları kıskandıran yığınları
Öşürsüz bırakanları unutmadın bilirim
Şad olmuştur geçmişinin ruhları
Dilim dilim dağıttığın bir elmadan
Gönül almadan harman kaldıranlardan
Öç almasın yiğidim.

Kalk yürü zaman senin şimdi
Bir simidi alamayan mektepliler
Dilleri dualı nineler
Kırmızı elbiseleri gelinler
Zevkle senden giyinirler
Lüks gelinlikler bulunmaz fakat
At ve avrat ve silah için ölenler
Göreler şimdi senin şanını.

Ramazan somunu sevinci verir
Yetim elife verdiğin bir tek mendil
Yok, çek ve senet ve kefil
Tatlı bir dil
Güvenli bir yüz en geçerli akçedir sende
Kim ne derse aldırmazsın bilirim
Senin büyüklüğün
Hafifliğindendir yükünün
Üç öğün aç kalmak uğruna götürdüğün
Hastalardır en büyük kârın
Yarın en olmadık zamanda
Ya da umulmadık zamanda
Serin esintiler doğuracak ruhunda
Yaptıkların.

III.

Ali can, ovanın boranı
her anı
aşkla geçen rüya çerçisi
uçma fazla yorulur kanadın
feryadın muhabbettir senin
gecenin sessiz yolcusu
boranların Alisi nerde kaldın
takatin
aşkın yolculuklara dayanır bilirim
şehirler aşınca adın, sevinirim.


( II. feryat )

Hani haykıran dünya?
dünyaya haykıran ya da.

İş burcundan mı yol burcundan mısın Ali?
vebali korkmadan taşıyanları
almazsın sofrana bilirim
dilim durmaz benim de senin gibi be Alim
niyetim seni anmak, kimseye çatmak değil
iş senin yol senin hayat senin hayatın
bana ilham vermekte yaşama gayretin.

Hiç yoktan ayrılık yaşayan sensin
Hiç yoktan yollar arşınlayan sensin

Meşguldür senin her anın be Alim
Benim de gönlüme meşgul edersin

Kaderin yol imiş senin dolu yaşa
Gönlün ihtiyaç duyarsan yoldaşa
BoranAli, beni çağırabilirsin

Bir gün yola bakıp da umsan Alim
Buralara da gelebilir misin?