Şair-Nakkaş
Rüstem Ahmet GÖZÜBÜYÜK’ün “SİRİDERYA” kitabını okudum. Gözübüyük’ün şiirlerini
okurken, şairliğinin yanında nakkaşlığı da eşlik etti bana. Şiirlerin tamamının
darası bir nakkaş titizliği ile alınmış ve ondan sonra şiir kitabı “SİRİDERYA”ya
konulmuş. Yazımın başlığını daha kitabı okurken koymuştum.“DARASI AZ YARASI ÇOK
ŞİİRLER” diye. Zira gerçekten darasız şiirler. “Şu kelime fazla” denilebilecek
mısra yok şiirlerde. Yarası çok ifadesine gelince; oldukça yaralı mısralar var.
Aşk olur da yarasız olur mu? Şairin yarası olmadan nasıl söyler. Ne kadar canı
acıyorsa o kadar fazla feryat etmez mi? Acıyı, aşkın o değişik, her şeyden
farklı acısını hemencecik hissediyorsunuz. Mısralarda işlenen her tema gelip
yüreğinizin başına oturuyor ve sizin bir acınıza, bir yaranıza tekabül ediyor.
“ŞİRİDERYA”
baştan sona bizim medeniyetimiz, tarih ve kültür geleneğimizin kendisi.
Özellikle, işlenen konular, konuların işleniş tarzı ve mısraların söylenişi ile
şiirlerde tercih edilen kelimeler bizden ve yerli. Diğer taraftan şairin
beslenme kaynaklarını da ele veriyor. Bu milletin değerlerinden beslenen
şiirleri zevkle okuyorsunuz. Zaman zaman yaralanıyorsunuz. Bir mısra tam da
sizin derdinize söylenmiş gibi vuruluyorsunuz. Sonra bir başka mısra, derken
bir başka mısra… Vurulup vurulup kıvranıyorsunuz adeta.
Ustaca
yapılmış kelime cilveleşmelerinden çok hoşlanacaksınız. Özenle seçilmiş
kelimelerin mısralarda verilen anlamlarının yanında bir başka anlamını
kavrayıverip keyifleneceksiniz. Hatta o manayı sizin bulduğunuzu sanacaksınız
ama değil. Şairin o mısraları bilerek oluşturduğunu fark edeceksiniz bir süre
sonra.
Rüstem
Ahmet GÖZÜBÜYÜK şiir kitabı “SİRİDERY”A da yirmi beş şiir yayınlamış. Kitap,
Değirmen Yayınlarından çıkmış. “SİRİDERYA”ya Nuray ALPER hoca güzel bir önsöz yazmış.
Nefis bir kapak ile doksan altı sayfalık, ebadı ile şirin, mizanpajı düzgün,
okunası bir şiir kitabı olmuş.
Ustaca
yapılmış kelime cilvelerinden bahsettik. Göz hakkı ve söz hakkı olarak onlardan
tadalım mı?
“Ayn-ı Zuleyhâ” Şiirinden:
Kar kelebekleriyle mi?
Takıp da
zülfüne gülü çiğdemi
Hangi seherde
yoksa çiğ’demi
(…)
Yakaladığım ru’yetinden sır nazar
Sana
yakışır hâya sana yakışır naz âr
Ayn-ı zuleyhâ/aynı zuleyhâ
Anlayan
anladı ağladı
Tel
tel ördü ağ’ladı
Zamanı
“Lâ” Şiirinden:
Hey!
Kendini
serâzâd sanan
Hey! Bende
Ne taşıyorsun heybende
“Kâse-i Fağfûr” Şiirinden:
Bahtı kar ay’ım
Kırk
yıl hatırına kahvedir gözlerim
Yaralı martıların bahtı kara’yım
Sen mavi, okyanus gözlü deniz
El ele tutuşarak
Tutsak ellerinden kardelenlerin
tutsak
Tutsak!
Şair,
“Kardelen”e yüklediği manayı ustaca veriyor. Tutsak kardelenlerin ellerinden
tutmayı teklif ederken reçeteyi de sunuyor. El ele tutuşmadan kardelenlerin tutsaklıktan
kurtulamayacağının da sırrını veriyor. Aynı mısraları sosyal hayatın bu manası
dışında tabiatın içinde düşündüğünüz zamansa aşkın ve tasavvufun kanatlarında
bir kanatla yükseliyor, yükseliyor, yükseliyorsunuz. Burdan ötesini
söylemeyelim isterseniz. Söylersek kanadımız mı yanar? Kim bilir…
Kitaba
adını veren “Sirideyra” Şiirinden:
Yâsemen yâr koynunda yâsemen
Yâsemen
yar koynunda yas emen
Âşığım hicrânınla düştüm yâs’a
men
Yâsemen!
“Oğul” Şiirinden:
(…)
Hüznünle
Saçlarıma serpilen aklar
Uğur uğur aklar
Uğraklar
Düştüğüm uğraklar
Oğul gurbânım oğul
(…)
Hep böyle kızıl mı ki yer
Hep böyle kızıl mı giyer
(…)
Ana!
Kim rastlamış kuzusuna doyana
Doy iç gözlerimden doy doy ana
Deme
Oy oyy ana oy ana
Işığım söndü düştüm oy ana
Işığım söndü düştüm o yana
Oğul oğul gurbânım oğul
(…)
Gur gur bânım oğul
Oğul gurbânım oğul.
Tadımlık
birkaç örnek verdik kelimelerle cilveleşen mısralardan. Şiirin bütününde
okuduğunuz zaman çok hoşlanacaksınız. Hem estetik, darasız, net ifadelerle
şiirin tadına varacaksınız; hem de okuduğunuz mısraların ikinci manalarını
yakalayıp, bir şiir daha okumuş olacaksınız aynı şiirde.
Bir
de şair Rüstem Ahmet GÖZÜBÜYÜK’ün kimliğini ele verdiği “Şahsenem” şiirden
birkaç mısra okuyalım:
Sablanır içimden semaya Bâbil
Gözlerimde Nil
Yüreğim Afrika benim
Bedenim Anadolu bedenim
Bilmez ki ruhum Hicaz’da, Yemen’de, Sana’da
Bakü, Bişkek, Turfan, Semerkand, Astana’da
benim
Rüstem Ahmet GÜZÜBÜYÜK’ün
“SİRİDERYA” kitabını şiir severlere tavsiye ediyorum. Ayrıca zevkle
okuyacağınızı taahhüt ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder