Dil Seçimi

BAHT KİLİDİ/Hasan EJDERHA

            Cumanın farzını kılar kılmaz bir Fatiha okuyup, ayakkabılarının bulunduğu yöne doğru yürüdü. Giderken de saatine baktı. Saat 13.25. Bu, mesainin başlamasına beş dakika var demekti. Dolayısıyla işyerindeki önemli toplantıya beş dakika kaldığını gösteriyordu. Aceleyle ayakkabılarını giyerken, mesaiye yetişmek ve toplantıdan dolayı cumanın farzını kılar kılmaz çıkmak içinde kekre bir şeylerin dolaştığını hissettiriyordu. Daha doğrusu hiç içine sinmemişti bu güzelim toplumsal ibadeti yarım bırakmak.
Caminin bahçe kapısını aceleyle çıktı. Elli-altmış yaşlarında çarşaflı bir kadın tam karsısına geçip yolunu keserek bir kilit uzattı  “edem (kardeş) şunu açar mısın?” Doğan bey, acıma ve kınama ile karışık bir duyguyla kadının yüzüne kakarak: “Bacı yapma Allah aşkına, uğraşmayın böyle şeylerle!” diyerek kilidi yana itip yoluna devam etti. Giderken de başını iki yana sallayarak tövbe estağfurullah çekti.
Kadın eve vardığında yaşlı anası açtı kapıyı. Kızını karşısında görür görmez yüzünden anladı bir terslik olduğunu. “N’oldu açmadı mı kilidi cumadan ilk çıkan?”  Kadın kızının evde kalmışlığından dolayı yüreğine çöken bütün acısını yüzünde toplayarak “he ya!” diyebildi. Bahtının kilidi açılmaya çalışılan genç kız bütün konuşmaları duydu ve başını daha da eğdi işlediği dantelanın üzerine, olanlarla alakası yokmuş gibi yaparak.
“Üzülme kızım!” dedi daha yaşlı olan kadın. “her şeyde bir hayır vardır. Belki hayırlısı böyledir, önümüzdeki Cuma yeniden gidersin. Olmazsa bir Cuma sonra yeniden… Kim bilir belki bu hafta gelecek görücüler içinde hayırsızları vardır. Yaradan görüyordur. O’ndan umut kesilmez”
Doğan bey toplantı boyunca, hatta toplantıdan çıktıktan sonra da, akşama kadar sürekli “aman Allahım ben nettim” diye tekrarlayarak üzüldü yaptığına. Hiç aklından atamıyordu, kilidi uzatarak “edem şunu açar mısın?” diyen kadını. Hoş, kilidi açmasıyla bir şey olacağına inanmıyordu. Ancak zavallı kadının hayallerini, kızının hissiyatının neler olabileceğini hep düşündü durdu günlerdir.
Birkaç hafta sonra aynı kadının Cuma'dan çıkan birine kilidi açtırdığını görünce sevincinden olduğu yere mıhlanıp kaldı Doğan Bey.
Müteakip aybaşında taksit vermek için bonmarşede karşılaştığı manzara, ömür boyu taşıyacağı bir sevinci yüreğine doldurdu.
Kilidi açması için kendisine uzatan ve daha sonra da başka bir Cuma, cemaatten birine kendisinin açmadığı kilidi açtıran kadını görür görmez tanımıştı. Doğan Bey’i esas sevinçlere gark eden hadise ise; konuşmalarından kadının kızı olduğunu ve yanındakinin de müstakbel damat olduğunu, düğün alış-verişi yaptıklarını anlamak olmuştu.
Mağazadan çıkarken kendi kendine takılmadan edemedi. “Gördün mü? Az daha kızcağızın bahtını kapatacaktın. Hele ki anası bıkmadan Cumaları gelip, kilidi açan bir cemaat buldu” bir süre yürüdükten sonra da “Allah’ım senin hikmetinden sual olmaz” dedi tebessümle.

Hiç yorum yok: